Eserleri

Tarihi ve kültürel geleneği hayli köklü ve zengin olan Türk edebiyatı tarihinde, yüzlerce edib ve şair milletin hafızasında derin izler bırakmışlardır. Bunlar içerisinde aradan yüzlerce yıl geçmiş olmasına rağmen halâ unutulmayan ve hafızalarda dipdiri duran, Yunus Emre, Mevlanâ Celâleddin-i Rumî, Köroğlu, Karacaoğlan, Dadaloğlu, Fuzulî, Bakî ve Nedim gibi nice isimler bulunmaktadır. Son asırda ise bunlar misali hafızalarda yer etmiş olan, Namık Kemâl, Abdulhak Hâmid, Ziya Paşa, Mehmed Âkif, Tevfik Fikret, Muallim Nâci, Yahya Kemâl, Nazım Hikmet ve Necib Fâzıl gibi birçok ismi sayabiliriz. Her biri diğerinden değerli olan bu isimlerin birbirleri ile mukayesesi tabi ki mümkün olmamakla birlikte, Mehmed Âkif’in Türk toplumu üzerindeki tesiri ve i’tibârı nazar-ı dikkate alındığında bir rüçhaniyetinin olduğu bâriz bir surette ortaya çıkmaktadır. Zirâ gerek kendi eserlerinin neşredilmesindeki fevkalâdelik, gerekse hakkında yazılan kitab, makale ve yazıların sayısı itibariyle zenginliği bunun en büyük delilidir. Türkiye’de şiirleri en fazla okunan şairlerin başında yine o gelmektedir. Birçok kişi Âkif’in şiirlerinden temsiller vermekte ve yazılarını, konuşmalarını ya da edebî metinlerini onun şiirleri ile zenginleştirmektedir.

Bu çalışmamız, akademik mânâda bir biblografya hazırlanması ya da bir kataloglama çalışması değildir. Münhasıran “Âkif konulu kitabların” ele alındığı bir liste çalışmasıdır. Onunla ilgili olarak yayınlanan dergi, makale, yazı, haber, röportaj ve bülten gibi yayınlar ise çalışmamız haricinde kalmaktadır. Ancak, dergilerin Mehmed Âkif konulu özel sayılarının birçoğu bilgi ve referans kıymeti açısından önem arz ettiği için (kitablığımızda bulunan bu mahiyetteki dergilerin tamamı) listeye dahil edilmiştir. Araştırma kolaylığı sağlaması amacıyla liste tasnife tabi tutularak hazırlanmıştır. Listelerken esas itibariyle önce müellif ismi sonra eser isimleri kaydedilmiş ancak, yazar ismi olmayan kitablarda doğrudan eser ismi ile başlanmıştır. Sempozyum tebliğleri kitablarında önce ilgili müesseselerin ismi yazılmıştır. Dergiler ise kendi adları ile kaydedilmiştir. Safahat’ın Osmanlıca baskıları haricinde her kitabın genellikle ilk baskısına ait bilgiler verilmiş (bazı kitablarda genişletilmiş baskı bilgileri de verilmiş) olup farklı baskılar listeye alınmamıştır. Onlarca defa baskısı yapılmış olan Safahat’ın latin harfli baskılarından sadece, ilk baskısı ve geniş açıklamalar ile yayınlanmış olan bir iki baskısına yer verilmiştir. Yine bazı kitablar, muhteviyatı aynı olmakla birlikte farklı isimlerle yayınlanmış olduğundan bunların da sadece ilk baskılarına ait bilgiler verilmiştir.

Mehmed Âkif'in Te'lif Eserleri

Asıl mesleği baytarlık olan Âkif’in, müderrislikten muharrirliğe, siyasetçilikten idareciliğe, sporculuktan müfessirliğe kadar birçok yönünün bulunmasına rağmen akla ilk gelen hususiyeti tabi ki şairliğidir. Bu sebeble onunla en büyük eserleri olan “Safahat” ve “İstiklâl Marşı” adeta bütünleşmiş haldedir.

Âkif şiirlerini önceleri Hazine-i Fünûn, Mekteb ve Servet-i Fünûn gibi muhtelif dergilerde yayınlamış, ancak Sırat-ı Müstakim’in yayın hayatına atılması ile tüm şiirlerini bu dergi ve devamı olan Sebilürreşad dergilerinde neşretmeye başlamıştır. Bilâhare mezkûr dergilerde yayınladığı şiirlerini Safahat adı altında yedi ayrı eserde bir araya getirmek suretiyle kitablaştırmıştır. İlk kitab sadece Safahat adını taşımaktadır. Müteakib kitablar ise her biri bu başlığı taşımakla birlikte farklı alt isimler ile neşredilmiştir. İlk altı Safahat İstanbul’da, yedincisi ise Kahire’de basılmıştır. Bu kitablar Âkif hayatta iken osmanlıca olarak farklı zamanlarda ayrı ayrı (toplamda 21 defa) neşredildikten sonra, ilk altı kitab bir araya getirilmek suretiyle Safahat adı altında cildlenerek piyasaya sunulmuştur. Latin harfleri ile ilk defa (damadı Ömer Rıza Doğrul tarafından hazırlanan nüsha) 1943 yılında bastırılmıştır.

Safahat Tab’ları

Safahât (Birinci Kitab)
1. Baskı: Safahât (Birinci Kitab): Mehmed Âkif, İstanbul 1329 (rumi) 1913 (miladi) Sırat-i Mustakim Matbaası, 267+3 sh.
2. Baskı: Safahât (Birinci Kitab): Mehmed Âkif, 214+1 sh.
3. Baskı: Safâhât (1. Kitab): Mehmed Âkif [Ersoy], İstanbul 1346 (rumi) 1928 (miladi) Amidi Matbaası, 191+1 sh.

Safahât (İkinci Kitab), Süleymaniye Kürsüsünde
1. Baskı: Safahât (İkinci Kitab), Süleymaniye Kürsüsünde: Mehmed Âkif, İstanbul 1329 (rumi) 1913 (miladi) Sırat-i Mustakim Matbaası, 91 sh.
2. Baskı: Safahât (İkinci Kitab), Süleymaniye Kürsüsünde: Mehmed Âkif, İstanbul 1330 (hicri) 1912 (miladi), 61 sh.
3. Baskı: Safahât (İkinci Kitab), Süleymaniye Kürsüsünde: Mehmed Âkif, İstanbul 1336 (hicri) 1918 (miladi) Necm-i İstikbâl Matbaası, 61 sh.
4. Baskı: Safahât (İkinci Kitab), Süleymaniye Kürsüsünde: Mehmed Âkif, İstanbul 1347 (hicri) 1928 (miladi) Gündoğdu Matbaası, 55 sh.

Safahât (Üçüncü Kitab), Hakkın Sesleri
1. Baskı: Safahât (Üçüncü Kitab), Hakkın Sesleri: Mehmed Âkif, İstanbul 1331(hicri) 1913(miladi) Selânik Matbaası, 64 sh.
2. Baskı: Safahât (Üçüncü Kitab), Hakkın Sesleri: Mehmed Âkif, İstanbul 1336 (hicri) 1918 (miladi), Necm-i İstikbâl Matbaası, 48 sh.
3. Baskı: Safahât (Üçüncü Kitab), Hakkın Sesleri: Mehmed Âkif, İstanbul 1347 (hicri) 1928 (miladi) Gündoğdu Matbaası, 48 sh.
4. Baskı: Safahât (Üçüncü Kitab), Hakkın Sesleri: Mehmed Âkif, İstanbul Tevsi-i Tıbaat Matbaası, 64 sh.

Safahât (Dördüncü Kitab), Fatih Kürsüsünde
1. Baskı: Safahât (Dördüncü Kitab), Fatih Kürsüsünde: Mehmed Âkif, İstanbul 1332 (hicri) 1914 (miladi) Tevsi-i Tıbaat Matbaası, 102 sh.
2. Baskı: Safahât (Dördüncü Kitab), Fatih Kürsüsünde: Mehmed Âkif, İstanbul 1332 (hicri) 1914 (miladi) Tevsi-i Tıbaat Matbaası, 64 sh.
3. Baskı: Safahât (Dördüncü Kitab), Fatih Kürsüsünde: Mehmed Âkif, İstanbul 1343 (hicri) 1340 (rumi) 1924(miladi) Amedî Matbaası, 88 sh.

Safahât (Beşinci Kitab), Hatıralar
1. Baskı: Safahât (Beşinci Kitab), Hatıralar: Mehmed Âkif, İstanbul 1335 (hicri) 1333 (rumi) 1917 (miladi) Necm-i İstikbâl Matbaası, 78 sh.
2. Baskı: Safahât (Beşinci Kitab), Hatıralar: Mehmed Âkif, İstanbul 1336 (rumi) 1918 (miladi) Necm-i İstikbâl Matbaası, 91 sh.
3. Baskı: Safahât (Beşinci Kitab), Hatıralar: Mehmed Âkif, İstanbul 1347 (hicri) 1928 (miladi) Gündoğdu Matbaası, 87 sh.

Safahât (Altıncı Kitab), Asım
1. Baskı: Safahât (Altıncı Kitab), Asım: Mehmed Âkif, İstanbul 1342 (hicri) 1924 (miladi) Amedî Matbaası, 132 sh.
2. Baskı: Safahât (Altıncı Kitab), Asım: Mehmed Âkif, İstanbul 1347 (hicri) 1928 (miladi) Gündoğdu Matbaası, 139 sh.

Safahât (Yedinci Kitab), Gölgeler
1. Baskı: Safahât (Yedinci Kitab), Gölgeler: Mehmed Âkif, Kahire 1352 (rumi) 1933 (miladi) Matbaat'üş-şebab, 95+1 sh.

Toplu Baskısı (1-6. Kitablar)
- Safahât (1-6.Kitablar): Mehmed Âkif, İstanbul 1346/47 (hicrî) -1928 (milâdî), Asar-ı İlmiye Kütübhanesi Neşriyatı, 191+ 55+ 48+ 88+ 87+139 sh.


Birinci Kitab Safahat; Muhtelif konulardaki 44 şiir, 3084 mısradan oluşur ki, Safahat’ın en kapsamlı bölümüdür. Bu manzumelerde beşerî ve içtîmâî meseleler ele alınmak suretiyle çareler aranır. Cahillik, istibdat, meyhane ve kahvehane gibi ictimai illetler tüm gerçekliği ile hatta aşağılanmak suretiyle tasvir edilir. Toplumda sarî olan fakirlik, hastalık ve acizliklere dikkat çekilerek, dayanışma, yardımlaşma ve ümidin yolu gösterilir, insanlar gayrete, çalışmaya ve azme davet edilir.


İkinci Kitab Süleymâniye Kürsüsünde; Kitab, Sibiryalı Seyyah Abdürreşit İbrahim'in ağzından İslâm aleminin ve ülkedeki vaziyetin anlatıldığı 1002 mısralık tek bir şiirden müteşekkildir. Mehmed Âkif, bu şiirinde Abdürreşid İbrahim’i konuşturarak, Süleymaniye Camiinde verilmiş bir va'az şeklinde, ülkede cari olan hataları ve bu hâlin milletin başına getireceği felâketleri anlatır. Eserde, bütün İslâm âlemini dolaştığını söyleyerek Rusya, Türkistan ve Hindistan'ı sonra da Japonya'yı anlatan, buralardaki halkın iyi ve kötü ahvâlini tasvir eden vaiz, 1908'de Kanûn-i Esâsi’nin ilân edildiğini duyunca, sevinerek İstanbul'a döner. Lâkin burada hayal ettiği güzellikleri bulamayan vaiz, gelen "hürriyetin” beklendiği gibi memleketi kurtaramayacağı, çünkü yanlış anlaşıldığı ve doğrusunu anlamaya da, ne münevverlerin ne de halkın hazır olmadığını görmüştür. Başta gazeteler, herkes birbirine sövüp karalamakta, partiler ve ırkçılık cereyanları milleti parçalamaktadır. Münevverler millî olan her şeyi bırakıp Avrupa'nın izinden gitmeyi istemekte, halk ise faydalı da olsa bütün yeniliklere karşı çıkmaktadır. Münevverler dini yanlış anlayıp ortadan kaldırmaya çalışırken, halk da dinin aslını bırakıp hurafelerle dalmaktadır. Bütün bunları anlatan ve tasvir eden şair, sözlerini, bu halden kurtulmak İçin tutulması gereken yolu göstererek bitirmektedir.


Üçüncü Kitab Hakkın Sesleri; Çoğunlukla İslami mesajlar içeren on manzume 482 mısradır. Bu şiirlerden sekizinde önce Kur’an’dan bir ayet, birinde ise bir hadis ve meali verilmek suretiyle mevzua giriş yapılır ve şiir bu minvâl üzere devam eder. Mehmed Âkif’in Süleymaniye Kürsüsünde işaret ettiği kötü akibet artık gelip çatmış, Balkan Harbi patlak vermiş, fırka ve kavmiyet kavgaları yüzünden birbirine yardım etmeyen ordu birlikleri, müthiş şekilde bozguna uğramış, birkaç sene öncesine kadar idare etmekte olduğumuz küçük Balkan devletlerine karşı büyük bir mağlubiyet yaşanmıştır. 93 Harbi'nden sonra ikinci defa Rumeli müslümanları çoluk, çocuk, kadın, ihtiyar ayırt edilmeden katledilmiştir. Müslüman Balkan ahâlisi can havliyle terk-i vatan etmek zorunda kalmış, İstanbul yine muhacirler dolmuştur. Edirne beş ay muhasarada düşman gülleleri altında aç-susuz yaşamış, Selimiye Câmi'i topa tutulmuş ve Bulgarlar şehre girmiştir. Mehmet Âkif, bu kitabı teşkil eden on şiirinde mezkûr Balkan harbinin neticelerinden duyduğu ızdırabını acılar içinde dile getirir.


Dördüncü Kitab Fatih Kürsüsünde; İctimai mevzuların ele alındığı iki bölümden oluşan bir şiir, 1692 mısradır. Kitab, "İki Arkadaş Fâtih Yolunda" ve "Vaiz Kürsüde" başlıklı iki bölümden meydana gelir. 322 mısralık birinci bölüm, Galata Köprüsünde vapurdan inen iki arkadaşın, Fâtih Câmi'ıne kadar olan yol boyunca karşılıklı konuşmalarını anlatır. Bu sırada pek çok cemiyet ve kültür meselesi, nükteli bir üslûpla dile getirilmiştir. İkinci bölümdeki vaizin konuşması, Âkif’in Balkan Harbi günlerinde bu câminin kürsüsündeki konuşmasına benzer. Mâzideki güzel günleri yâd ederek söze başlar ve bugün âlem-i islâmın içinde bulunduğu inhitâtı ve atâleti, islâm’da ve Kur’an’da emredilenin aksine yanlış olarak telakki edilen "kader" ve "tevekkül” anlayışına ve cehalete bağlar. Milleti; hiçbir şeye aldırmayan “avâm”, her şeyden ümidi kesmiş “bedbinler”, batının rezillikleri peşinde dolaşan “züppeler” ve eğlenceden başka bir şey düşünmeyen “sefihler” olarak dört sınıfa ayırarak tasnif ve tavsif eder.


Beşinci Kitab Hatıralar; Büyük kısmında Âkif'in üç büyük seyahati olan Mısır, Hicaz ve Berlin izlenimlerinin anlatıldığı eser, 10 şiir, 1314 mısra hacmindedir. Kitabın yarıdan fazlasını 698 mısralık "Berlin Hâtıraları" teşkil eder. 1914 yılı sonu ve 1915 başlarında Berlin'de bulunan Mehmet Âkif, oradaki müşâhade ve tefekkürlerinin neticesi olarak mühim bir fikir eseri olan bu manzumeyi kaleme almıştır. Alman cemiyetinin yükseliş sebeplerini araştırır, burada ruh ile maddenin, din ile dünyanın el ele yürüdüğünü tesbit ederek, bunun tam aksi olan bizim durumumuzu dile getirir. Maarif sistemimizin hatâ ve noksanları, gençlerin hayattan uzak olarak yetişmeleri, eski edebiyatın milleti uyuşturduğu, yeni edebiyatın ise ahlâksızlık yaydığı, neticede İngiliz'in aramıza soktuğu ırkçılık da buna eklenince müslümanların parçalandığı gibi hususlar şiir diliyle ifade edilir.


Altıncı Kitab Âsım; Hocazâde (Âkif) ile babasının talebesi olan Köse İmam arasındaki konuşmalar şeklinde tasarlanmış tek parça bir şiir, 2292 mısradır. Bu manzume, Mehmet Âkif’in üzerinde en fazla çalıştığı eseridir. Eser baştan sona kadar muhavere şeklindedir. Konuşanlar Köse İmam (Bosnalı Ali Şevki Hoca) ve Hocazâde (Âkif) ile Köse İmam'ın (muhayyel) oğlu Âsım 'dır. Âkif, muhayyelesinde yarattığı Âsım karekterini gelecek nesillere her yönüyle timsal olacak bir şahsiyet olarak tasarlamıştır. Eser İki bölümde incelenebilir: 1. Bölüm: Köse İmam'la Hocazâde'nîn konuşmalarından meydana gelir ve eserin büyük kısmını teşkil eder. Burada, yakın çevreden başlanarak hemen bütün beşerî ve içtimaî mesele ve dertler münakaşa edilir. Her ikisi de dindar, hürriyetçi ve yenilik taraftarı olmakla beraber, Köse İmam, daha muhafazakâr ve tenkitçi, Hocazâde ise biraz daha yenilikçi ve müsamahakârdır. Bu ikisinin nüktelerle dolu münakaşaları ve atışmaları sayesinde, eskilerin ve yenilerin hatâ ve sevapları ortaya dökülür. Köse İmam'ın "ahlâk bozukluğu içindeki bu halk ile, bu memleketi, kimin kurtaracağı" sorusuna, Hocazâde'nin "Âsım'ın nesli!" cevabı, konuşmaları Âsım ve nesli üzerine çevirir. Bundan şüphesi olan Köse İmam'a karşı Âsım'ın neslinin meziyetlerini ve gösterdiği kahramanlıkları sayan Hocazâde, genç nesli öven heyecanlı hitabesini "Çanakkale Şehitleri" şiiriyle bitirir.

2. Bölüm: Hocazâde ile Âsim'ın konuşmalarından oluşur. Bu bölümde Hocazâde, Âsım'a cemiyetimizin neden geri kaldığını ve bir cemiyeti yükselten âmilleri anlattıktan sonra, bugün kendisinden beklenenin yumruk kullanmak değil, ilim tahsil etmek olduğunu söyler. Maddî gelişmeler tek başına toplumu mutlu kılmaz; fakat maddî güce sahip olmayan milletler de ahlâk ve faziletlerini koruyamazlar. O halde, Batı'ya ezilmemek, şimdi olduğu gibi onun maddî gücüne boyun eğerek, mânen de sefalete düşmemek için, onların bulunduğu seviyeye yükselmek lâzımdır. Eser, Akif’in sözünü dinleyen Asım'ın arkadaşlarıyla birlikte Almanya'ya tahsillerini tamamlamak üzere gitmeye razı olmasıyla sona ermektedir.


Yedinci Kitab Gölgeler; 1918-1933 arasında yazılmış 41 adet manzumeyi içerir 1374 mısradan müteşekkildir. İlk şiirler, Hakkın Sesleri’ndekilere benzer. Gece, Hicran, Secde gibi şiirleri Şâirin, birinci Safahat'taki bâzı şiirlerde görülen, manevî iç dünyasını ve gönül âlemini yansıtan şiirlerdir. Cemiyetin dertleri, savaşlar, felâketlerle uğraşan, inleyen ve haykıran Âkif, gönlünün hissiyatını bu üç şiirinde kaleme dökmüştür. Bu kitabın ve Safahat külliyâtının en son şiiri ise 1933’te yazılmış olan, 208 mısralık "San'atkâr”dır. Âkif bu şiirinde, Şerif Muhiddin Targan’ın ağzından, kendisinin hayal kırıklığı ve acılarla geçen ömrünü, duygu âlemini, İslâm dünyasının üzüntü ve ızdırapla dolu hayatını, çok tesirli bir lisanla, kaderine teslim olmuş ama acılı bir edâ ile dile getirmiştir.1


Kastamoni'de Nasrullah Kürsüsünde: Âkif’in milli mücadele esnasında vazifeli olarak bulunduğu Kastamonu’da, Nasrullah Paşa Camii’nde toplanan halka hitaben vermiş olduğu bir vaazı, Sebîlürreşâd’ın Kastamonu’da basılan 464. sayısında yayınlanmış, gördüğü rağbet dolayısıyla bu sayı birkaç defa bastırılarak Anadolu’ya ve cephelere gönderilmiştir. Ayrıca el-Cezîre Kumandanı Nihad Paşa tarafından müstakil bir risâle halinde neşredilip bölgenin Elaziz, Diyarbekir, Bitlis ve Van gibi belli başlı vilâyetlerinde ve cephelerdeki askerlere dağıtılmıştır.2


Kavâid-i Edebiye: Bir dönem İstanbul Dârülfünûn'da edebiyat dersi okutmuş olan (1908-1913) Mehmed Âkif, ders notlarını Kavâid-i Edebiyye adıyla kitaplaştırmak için bir girişimde bulunmuş, fakat her nedense bu girişim ilk formanın basımıyla sınırlı kalmıştır. Basımı yarım kalmış olan bu kitapta yayınlanan yazılar -biri hariç- daha önce Sırât-ı Müstakîm ve Sebîlü'r-Reşâd dergilerinde yayımlanmıştır. Metin, edebiyatın teorik bazı meseleleriyle ilgili olarak Âkif'in edebiyat teorisi alanındaki bilgi birikimini ve görüşlerini yansıtmaktadır. Eserde Âkif'in edebiyat, dil, maarif, tasavvuf, Hind, Arap, Fars ve Batı edebiyatları hakkında yazıları yer almaktadır.3

Mehmed Âkif'in Tercüme Ettiği Eserler

Arabca, farsca ve fransızcaya vukfiyetinin çok güçlü olduğu bilinen Mehmed Âkif, bu lisanlarda kaleme alınmış birçok eserin tercümesini gerçekleştirmiştir. Bunlardan dördü arapcadan ve biri fransızcadan olmak üzere tercüme ettiği beş eseri kitab olarak neşretmiş, diğerlerini ise Sırat-ı Müstakim ve Sebilürrjeşad mecmualarında tefrika halinde yayınlamıştır. Âkif, 1908’den sonra, altı yazardan toplam 270 tefrika devam etmiş olan 55 ayrı tercüme gerçekleştirmiştir. Bunların birkaçında “Sa’di” mahlasını kullanmıştır. Bu tercümelerin yazar ve tefrika sayısı bakımından dağılımı ise şöyledir: Ferid Vecdi’den: 7 tercüme, 73 tefrika halinde, Muhammed Abduh’tan: 31 tercüme, 48 tefrika halinde, A. Refik’ten: 1 tercüme, 3 tefrika halinde, Şeyh Şiblî’den: 1 tercüme, 10 tefrika halinde, Abdülaziz Câviş’den: 13 tercüme, 122 tefrika halinde ve Said Halim Paşa’dan: 2 tercüme, 12 tefrika halinde yayınlanmıştır.4

Kitab olarak neşredilmiş olan tercüme eserleri şunlardır:


Müslüman Kadını: Mısırlı yazar Kāsım Emîn’in İslâm’ın kadına bakışını eleştirerek bu konuda batı ölçülerine göre köklü reformlar yapılmasını teklif ettiği “Tahrîrü’l-mer’e” adlı eserine yapılan tenkitlere “el-Mer’etü’l-cedîde” kitabıyla verdiği cevaplara karşı Muhammed Ferîd Vecdî’nin yazdığı “el-Mer’et’ül Müslime” adlı reddiyenin (Kahire 1319) tercümesidir5. Müslüman kadının cemiyet ve aile hayatının ve hak ve vazifelerinin ele alındığı bir eserdir.


İçkinin Hayat-ı Beşerde Açtığı Rahneler: Milli mücadele döneminde Ankara’da bulunan Mısırlı Abdülaziz Câvîş tarafından “Âsar-ı Hamr” adıyla arabca olarak yazılıp Ankara Hükümeti tarafından yayınlanan ve içkinin kötülüklerinin ele alındığı bu küçük risâle, Umûr-i Şer‘iyye ve Evkaf Vekâleti tarafından Mehmed Âkif’e tercüme ettirililerek türkçe olarak yeniden neşredilmiştir.


Anglikan Kilisesi'ne Cevab: İngiliz Anglikan Kilisesi tarafından, 1919 yılında Osmanlı Meşihat-ı İslâmiyesi’nden, İslam dinini tanımak maksadıyla dört ana başlık altında soru sorularak bilgi istenmiştir. Bu sorular; 1.İslam Dini nedir? 2.Bu din fikre ve hayata neler veriyor? 3.Zamanımızın sıkıntılarını nasıl çözüyor? 4.Dünyayı daha iyi ve daha kötü şekilde değiştiren siyasi ve manevi güçler hakkında ne diyor? Konularını muhtevi idi. Şeyhülislamlık Kurumu bu sorular üzerine İzmirli İsmail Hakkı tarafından hazırlanmış olan eseri kiliseye verilecek cevap olarak kabul etmiştir. Fakat bu cevap harbi umûminin aleyhte neticelenmesiyle gecikmiş ve verilememiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti döneminde İzmirli İsmail Hakkı’nın bu çalışması Anglikan Kilisesi’ne cevap olarak yayınlanmıştır. Aynı dönemde Kilise’nin sormuş olduğu bu sorulara, resmi makamlardan bağımsız olarak, Abdülaziz Çaviş’de arabca bir eser kaleme almak suretiyle cevab vermiştir. Bu eser bilahare Mehmed Âkif tarafından türkçeye tercüme edilmiştir.6


Hanotaux'nun Hücumuna Karşı Şeyh Muhamed Abduh'un İslâmı Müdafaası: Tarihçi Gabriel Hanotaux’nun Ârî ırkın Sâmî ırktan üstünlüğü iddiasından hareketle İslâm ve Hıristiyanlık arasında mukayeseler yapan makalesine reddiyedir. Abduh, Le Journal du Paris gazetesinde çıkan ve Arapça’ya çevrilip el-Mü’eyyed gazetesinde yayımlanan bu makaleye aynı gazetede bir yazı dizisiyle cevap vermiş, makaleleri daha sonra bir araya getirilip neşredilmiştir. Bu eser daha sonra Mehmed Âkif tarafından “Hanoto’nun Hücûmuna Karşı Şeyh Muhammed Abduh’un İslâm’ı Müdafaası “başlığıyla Türkçe’ye tercüme edilmiştir. Âkif risâlenin başına Hanotaux’nun yazısını da çevirerek ilâve etmiştir.7


İslamlaşmak: Said Halim Paşa’nın Fransızca olarak kalenme aldığı bu eser, Mehmed Âkif tarafından türkçeye çevrilmiştir. Türkiye’deki islâmcılık cereyanının önemli isimlerinden birisi olan Said Halim Paşa bu eserinde, İslâm toplumunun içine düştüğü inhitat halinden, müslümanların ancak islâmlaşmak suretiyle kurtulabileceklerini işaret etmektedir. Paşa’ya göre, “İslamlaşmak” demek, “İslamiyet’in inanç, ahlak, yaşayış ve siyasete ait esaslarının tam olarak” uygulanması demektir. Bu uygulama, o esasların zaman ve çevrenin gereksinimlerine en uygun bir şekilde yorumlanmasından sonra yapılmalıdır. Müslüman olduğunu söyleyen kişinin kabul etmiş bulunduğu dinin ilkelerine göre hissetmesi, düşünmesi ve hareket etmesi gerekir. Kişi, İslam’ın ahlak, toplum ve siyaset prensiplerine kendini tümüyle uydurmadıkça, yalnız Müslüman olduğunu söylemesi, ona bir şey kazandırmaz ve onu hiçbir şekilde mutlu edemez.8


İslâm’da Teşkîlât-ı Siyâsiyye: Said Halim Paşa’nın Malta’da sürgünde bulunduğu sırada Fransızca olarak kaleme aldığı “Les Institutions Politiques Dans La Société Musulmane” isimli son eseri, şehadetinden hemen evvel 1921 yılında Roma’da neşredilmişti. Paşa’nın bu eseri, Ankara’da mebus olarak bulunduğu dönemde, (devrin özelliği sebebiyle “Millî Hâkimiyet” bölümü hariç) Âkif tarafından tercüme edilerek Sebîlürreşâd’da tefrika halinde yayınlanmıştır. Müstakil olarak neşri bulunmayan bu risâle ilk defa, (tercüme edilmemiş bölümü de ilâve edilmek suretiyle) M. Ertuğrul Düzdağ tarafından yayıma hazırlanan “Buhranlarımız ve Son Eserleri” adlı kitab içerisinde yayınlanmıştır.9


Zeytin Ağacı: Mehmet Âkif’in, Halkalı Ziraat Mekteb-i Âlîsi’nde kitâbet-i resmiye muallimliğini ilâve bir vazife olarak ifâsı sırasında mekteb idaresinin talebi üzerine hazırlanmış olan bu eser, Ziraat Mektebi çatısı altında şapograf usulüyle çoğaltılmış bir ders kitabı niteliğindedir. Genel okuyucuya hitap eden bir kitab olmayıp, zeytin yetiştirmeyle, zeytin ağacıyla ilgili konular içerir. Akademik tarzda yazılmış kitablardan derleme yoluyla tercüme edilmiş, diğer bir ifade ile birkaç kitabın tercümesi yoluyla hazırlanmıştır. Eserde, Leon Degrully ve Eugene Guillaud-Viala Pierre'nin kitaplarının tercümeleri esas alınmıştır. İtalyanca ve Türkçe kaynaklardan ekler barındırır. Fransızca tercümesi Akif tarafından gerçekleştirilen eserin İtalyanca tercümesi ise, aynı mektebin mezunlarından Mikail Çilingiryan'a aittir.10


Sırat-ı Müstakîm ve Sebilürreşad Mecmuaları

Âkif ile özdeşleşen diğer bir eser ise, 14 Ağustos 1324/1908 tarihinde yayın hayatına başlayan Sırat-ı Müstakim ve Sebilürreşad dergileridir. Mecmua toplam 641 sayı neşredilmiş olup 1925 tarihinde yayın hayatını uzun bir süre tatil etmek zorunda kalmıştır. Yeniden yayın hayatına (Mehmed Âkif’in ölümünden yıllar sonra) 1948 yılında başlayan mecmua, bu dönemde 1966 yılına kadar 361 sayı daha yayınlanmıştır. Kurucuları Ebül‘ulâ Zeynelâbidin ve Eşref Edib’tir. Dergi, yedi cilt tutan ilk 182 sayıdan sonra 24 Şubat 1327’de (8 Mart 1912) çıkan 183. sayıdan itibaren formatını büyük oranda koruyarak Sebîlürreşâd adıyla yayımını sürdürmüştür.Sırât-ı Müstakîm’in yazı kadrosunda Mehmed Âkif, Ebül‘ulâ (Mardinîzâde), İsmâil Hakkı (Bereketzâde), İsmâil Hakkı (Manastırlı), İsmail Hakkı (İzmirli), Ahmed Naim (Babanzâde), Halim Sabit (Şibay), Mûsâ Kâzım, Mithat Cemal (Kuntay), Mehmed Tâhir (Bursalı), Ahmet Agayef (Ağaoğlu), Akçuraoğlu Yusuf, Ispartalı Hakkı, Ömer Ferit (Kam), Abdürreşid İbrahim, Tâhirülmevlevî , Halil Hâlid (Çerkeşşeyhizâde), Mehmet Şemsettin (Günaltay), Edhem Nejat, Gıyaseddin Hüsnü (Nuralizâde), Şeyhülarap, Mehmed Fahreddin, Ahmed Hilmi (Hocazâde), Ömer Fevzi (Bursa mebusu), Ömer Lutfi (Ankara İstînaf reisi), Şerefettin (Yaltkaya), Ahmet Hamdi (Aksekili), Osman Fahri, İbrahim Alâeddin (Gövsa), Kazanlı Ayaz (Muhammed Ayaz İshakî ), Kâmil (Tepedelenlioğlu) gibi isimler bulunmaktadır. Mehmed Âkif, “Safahât-ı Hayattan” başlığıyla ilk Safahat’ta yer alacak olan şiirleri ve “Musâhabe-i Edebiyye”leri yanında M. Ferîd Vecdî ve Muhammed Abduh’tan yaptığı çevirilerle Sırât-ı Müstakîm’in en devamlı yazarı olmuştur. Sırât-ı Müstakîm’in yazar kadrosu Sebîlürreşâd döneminde de büyük oranda dergide yer almıştır. Bunlara düzenli olarak yazmaya başlayan Ömer Rıza (Doğrul), Said Halim Paşa, S. M. Tevfik, Bergamalı Ahmed Cevdet, Elmalılı Hamdi (Yazır), Eşref Edip, Hasan Hikmet, Ali Ekrem (Bolayır) gibi isimler katılmıştır. Derginin önemli özelliklerinden biri de İslâm coğrafyasının değişik bölgelerinde bulundurduğu yazarlar vasıtasıyla oralarla ilgili sağlıklı haber ve yorum yazılarına yer vermesi olmuştur. Mısır, Hindistan, Balkanlar, Kuzey Afrika, Rusya, Japonya, Çin, İngiltere derginin ilgi alanı içindedir ve dergi buralarda da okunmaktadır. Özellikle Mehmed Âkif’in yazılarına gösterilen alâka derginin Rusya’ya girişinde dönem dönem bazı zorluklar yaşanmasına yol açmıştır. 1908-1925 arasında, fikrî ve siyasî açıdan oldukça çalkantılı geçen on yedi yıllık süre içinde yayımını gerçekleştiren dergide meşrutiyet ve meşveret tartışmalarının sürdüğü bir ortamda meşrutiyet savunulmuş, âyet ve hadislerden nakillerle bu rejimin İslâmiyet’e uygunluğu açıklanmaya çalışılmıştır. Derginin bir yelpaze oluşturan yazarlarının ortak paydası İslâm rasyonalizmi olmuştur. Osmanlı Devleti’nin dağılma sürecine girdiği dönemde öncelikle Osmanlı memleketlerinin ve bütün müslümanların birliği üzerinde durulmuş, bu bağlamda müsâvat, uhuvvet ve kavmiyet temaları en temel konular arasında yer almıştır. Eşitlik, kardeşlik, birlik, kuvvet hazırlamak gibi hususlarda teşvik edici bir tutum söz konusuyken kavmiyetçilik düşüncesiyle mücadele edilmiştir.11

Sırat-ı Müstakim Sayıları

1- Sırat-ı Müstakim cild: 1, sayı: 1-26. sahibi: Eşref Edib - Ebû'l Ûlâ Zeynelâbidin, İstanbul 14 ağustos 1324 - 5 Şubat 1324, Matba-i Hayriye ve Şurekası, 416 sh.
2- Sırat-ı Müstakim cild: 2, sayı: 27-52. sahibi: Eşref Edib - Ebû'l Ûlâ Zeynelâbidin, İstanbul 12 şubat 1324 - 20 Ağustos 1325, Matba-i Hayriye ve Şurekası, 416 sh.
3- Sırat-ı Müstakim cild: 3, sayı: 53-78. sahibi: Eşref Edib - Ebû'l Ûlâ Zeynelâbidin, İstanbul 28 ağustos 1325 - 18 Şubat 1325, Matba-i Hayriye ve Şurekası, 422 sh.
4- Sırat-ı Müstakim cild: 4, sayı: 79-104. sahibi: Eşref Edib - Ebû'l Ûlâ Zeynelâbidin, İstanbul 25 şubat 1325 - 19 Ağustos 1326, Matba-i Hayriye ve Şurekası, 460 sh.
5- Sırat-ı Müstakim cild: 5, sayı: 105-130. sahibi: Eşref Edib - Ebû'l Ûlâ Zeynelâbidin, İstanbul 26 ağustos 1326 - 17 Şubat 1326, Matba-i Hayriye ve Şurekası, Cihan Matbaası, Sırat-ı Müstakim Matbaası, 432 sh.
6- Sırat-ı Müstakim cild: 6, sayı: 131-156. sahibi: Eşref Edib - Ebû'l Ûlâ Zeynelâbidin, İstanbul, 24 şubat 1326 - 18 Ağustos 1327, Sırat-ı Müstakim Matbaası, 417 sh.
7- Sırat-ı Müstakim cild: 7, sayı: 157-182. sahibi: Eşref Edib - Ebû'l Ûlâ Zeynelâbidin, İstanbul 25 ağustos 1327 - 16 Şubat 1327, Sırat-ı Müstakim Matbaası, 418 sh.

Sebilürreşad Sayıları

8- Sebilürreşad cild: 8 (l), sayı: 183-208, sahibi: Eşref Edib, başmuharrir: Mehmed Âkif, İstanbul 24 Şubat 1327- 16 Ağustos 1328, Tevsi-i Tıbaat, Matba-i Hayriye / Ahmed İhsan ve Şurekası, 512 sh.
9- Sebilürreşad cild: 9 (ll), sayı: 209-234, sahibi: Eşref Edib, başmuharrir: Mehmed Âkif, İstanbul 23 Ağustos 1328- 21 Şubat 1328, Ahmed İhsan ve Şurekası, 456 sh.
10- Sebilürreşad cild: 10 sayı: 235-260, sahibi: Eşref Edib, başmuharrir: Mehmed Âkif, İstanbul 28 Şubat 1328- 22 Ağustos 1329, Ahmed İhsan ve Şurekası, Selanik Matbaası, Tevsi-i Tıbaat Matbaası, 428 sh.
11- Sebilürreşad cild: 11, sayı: 261-286, sahibi: Eşref Edib, başmuharrir: Mehmed Âkif, İstanbul 29 Ağustos 1329- 20 Şubat 1329, Tevsi-i Tıbaat Matbaası, Âmidi Matbaası.
12- Sebilürreşad cild: 12, sayı: 287-312, sahibi: Eşref Edib, başmuharrir: Mehmed Âkif, İstanbul 27 Şubat 1329- 16 Teşrin-i Evvel 1330, Tevsi-i Tıbaat Matbaası, Hükümet Matbaası, 452 sh.
13- Sebilürreşad cild: 13, sayı: 313-338, sahibi: Eşref Edib, başmuharrir: Mehmed Âkif, İstanbul 30 Teşrin-i Evvel 1330- 30 Nisan 1331, Matba-i Âmidi, Hukuk Matbaası, 210 sh.
14- Sebilürreşad cild: 14, sayı: 339-364, sahibi: Eşref Edib, başmuharrir: Mehmed Âkif, İstanbul 7 Mayıs 1331- 8 Ağustos 1334, Hukuk Matbaası, Matba-i Âmidi, Ayyıldız, Necm-i İstikbal, Tercüman-ı Hakikat Matbaası, 272 sh.
15- Sebilürreşad cild: 15, sayı: 365-390, sahibi: Eşref Edib, başmuharrir: Mehmed Âkif, İstanbul 15 Ağustos 1334- 5 Şubat 1335, Tercüman-ı Hakikat Matbaası, Hilâl, Necm-i İstikbal Matbaası, Hukuk Matbaası, 460 sh.
16- Sebilürreşad cild: 16, sayı: 391-416, sahibi: Eşref Edib, başmuharrir: Mehmed Âkif, İstanbul 13 Şubat 1335- 22 Mayıs 1335, Hukuk Matbaası, 244 sh.
17- Sebilürreşad cild: 17, sayı: 417-442, sahibi: Eşref Edib, başmuharrir: Mehmed Âkif, İstanbul 7 Mayıs 1331- 8 Ağustos 1334, Hukuk Matbaası, Matba-i Âmidi, Ayyıldız, Necm-i İstikbal, Tercüman-ı Hakikat Matbaası, 272 sh.
18- Sebilürreşad cild: 18, sayı: 443-468, sahibi: Eşref Edib, başmuharrir: Mehmed Âkif, İstanbul-Kastamonu-Ankara 9 Teşrin-i Evvel 1335- 17 Şubat 1337, Hukuk Matbaası, Şehzâdebaşı Evkaf-ı İslâmiye Matbaası, Kastamonu Vilâyet Matbaası, Ankara İkâz Matbaası, 244 sh.
19- Sebilürreşad cild: 19, sayı: 469-494, sahibi: Eşref Edib, başmuharrir: Mehmed Âkif, Ankara-Kayseri 9 teşrin-i evvel 1335- 17 Şubat 1337, Matbuat ve İstihbarat Matbaası, Îkâz Matbaası, Vilâyet Matbaası, Kayseri: Liva Matbaası.
20- Sebilürreşad cild: 20, sayı: 495-520, sahibi: Eşref Edib, başmuharrir: Mehmed Âkif, Ankara 27 mart 1338- 6 Teşrin-i Evvel 1338, Matbuat ve İstihbarat Matbaası, 312 sh.
21- Sebilürreşad cild: 21, sayı: 521-546, sahibi: Eşref Edib, başmuharrir: Mehmed Âkif, Ankara-İstanbul 11 Teşrin-i Sani 1338- 19 Temmuz 1339, Ali Şükrü Bey Matbaası, Öğüd Matbaası, Şehzâdebaşı Evkaf-ı İslâmiye Matbaası 216 sh.
22- Sebilürreşad cild: 22, sayı: 547-572, sahibi: Eşref Edib, başmuharrir: Mehmed Âkif, İstanbul 2 ağustos 1339 - 25 teşrin-i evvel 1339, Şehzâdebaşı Evkaf-ı İslâmiye Matbaası 208 sh.
23- Sebilürreşad cild: 23, sayı: 573-598, sahibi: Eşref Edib, başmuharrir: Mehmed Âkif, İstanbul 1 teşrin-i sani 1339- 24 Nisan 1340, Şehzâdebaşı Evkaf-ı İslâmiye Matbaası 416 sh.
24- Sebilürreşad cild: 24, sayı: 599-624, sahibi: Eşref Edib, başmuharrir: Mehmed Âkif, İstanbul 1 mayıs 1340- 2 Teşrin-i Sani 1340, Şehzâdebaşı Evkaf-ı İslâmiye Matbaası 416 sh.
25- Sebilürreşad cild: 25, sayı: 625-641, sahibi: Eşref Edib, başmuharrir: Mehmed Âkif, İstanbul 13 teşrin-i sani 1340- 5 Mart 1341, Şehzâdebaşı Evkaf-ı İslâmiye Matbaası 273 sh.

1948-1966 Arası Yayınlanan Sebilürreşad Sayıları

26- Eşref Edib: Sebilürreşad - Siyasi - Dini - Edebi - Ahlâki Mecmua -1 (no: 1 - 25), İstanbul Mayıs 1948 - Aralık 1948 Âsârı İlmiye Kütüphanesi, 400 sh.
27- Eşref Edib: Sebilürreşad - Siyasi - Dini - Edebi - Ahlâki Mecmua - 2 (no: 26 - 50), İstanbul Ocak 1949 - Haziran 1949 Âsârı İlmiye Kütüphanesi, 400 sh.
28- Eşref Edib: Sebilürreşad - Siyasi - Dini - Edebi - Ahlâki Mecmua - 3 (no: 51 - 75), İstanbul Temmuz 1949 - Mart 1950 Âsârı İlmiye Kütüphanesi, 400 sh.
29- Eşref Edib: Sebilürreşad - Siyasi - Dini - Edebi - Ahlâki Mecmua - 4 (no: 76 - 100), İstanbul Nisan 1950 - Nisan 1951 Âsârı İlmiye Kütüphanesi, 400 sh.
30- Eşref Edib: Sebilürreşad - Siyasi - Dini - Edebi - Ahlâki Mecmua - 5 (no: 101 - 125), İstanbul Nisan 1951 - Nisan 1952 Âsârı İlmiye Kütüphanesi, 400 sh.
31- Eşref Edib: Sebilürreşad - Siyasi - Dini - Edebi - Ahlâki Mecmua - 6 (no: 126 - 150), İstanbul Mayıs 1952 - Mayıs 1953 Âsârı İlmiye Kütüphanesi, 400 sh.
32- Eşref Edib: Sebilürreşad- Siyasi - Dini - Edebi - Ahlâki Mecmua - 7 (no: 151 - 175), İstanbul Mayıs 1953 - Haziran 1954 Âsârı İlmiye Kütüphanesi, 400 sh.
33- Eşref Edib: Sebilürreşad- Siyasi - Dini - Edebi - Ahlâki Mecmua - 8 (no: 176 - 200), İstanbul Temmuz 1954 - Temmuz 1955 Sebilürreşad İdarehanesi, 400 sh.
34- Eşref Edib: Sebilürreşad- Siyasi - Dini - Edebi - Ahlâki Mecmua - 9 (no: 201 - 225), İstanbul Temmuz 1955 - Temmuz 1956 Sebilürreşad İdarehanesi, 300 sh.
35- Eşref Edib: Sebilürreşad- Siyasi - Dini - Edebi - Ahlâki Mecmua - 10 (no: 226 - 250), İstanbul Ağustos 1956 - Ağustos 1957 Sebilürreşad İdarehanesi, 400 sh.
36- Eşref Edib: Sebilürreşad - Siyasi - Dini - Edebi - Ahlâki Mecmua - 11 (no: 251 - 275), İstanbul Ağustos 1957 - Ağustos 1958 Sebilürreşad İdarehanesi, 386 sh.
37- Eşref Edib: Sebilürreşad - Siyasi - Dini - Edebi - Ahlâki Mecmua - 12 (no: 276 - 300), İstanbul Eylül 1958 - Aralık 1959 Sebilürreşad İdarehanesi, 410 sh.
38- Eşref Edib: Sebilürreşad - Siyasi - Dini - Edebi - Ahlâki Mecmua - 13 (no: 301 - 325), İstanbul Ocak 1960 - Ağustos 1961 Sebilürreşad İdarehanesi, 400 sh.
39- Eşref Edib: Sebilürreşad - Siyasi - Dini - Edebi - Ahlâki Mecmua - 14 (no: 326 - 450), İstanbul Ağustos 1961 - Ağustos 1963 Sebilürreşad İdarehanesi, 398 sh.
40- Eşref Edib: Sebilürreşad - Siyasi - Dini - Edebi - Ahlâki Mecmua - 15 (no: 351 - 362), İstanbul Ekim 1963 - Şubat 1966 Sebilürreşad İdarehanesi, 192 sh.

Dipnotlar
1-Kitabların anlatımında bazı kısımlar, kitapozettanitim.blogspot.com.tr adresinden alınmıştır.
2-M. Orhan Okay - M. Ertuğrul Düzdağ, TDV İslâm Ansiklopedisi Mehmed Âkif Maddesi, cild:28, s.438
3-Mehmet Âkif Ersoy (Hazırlayan: Yusuf Turan Günaydın, Kavaid-i Edebiyye Edebiyat Dil ve Eğitim Yazıları, İstanbul 2016, Büyüyen Ay Yayınları, s.8-12
4-Okay-Düzdağ, a.g.e.
5-M. Orhan Okay - M. Ertuğrul Düzdağ, TDV İslâm Ansiklopedisi Mehmed Âkif Maddesi, cild:28, s.438
6-Said Said Halim Paşa (hazırlayan: M. Ertuğrul Düzdağ), Buhranlarımız ve Son Eserleri, İstanbul 1991, İz Yayıncılık. s.184-185
7-Okay-Düzdağ, a.g.e.
8-Hanefi Bostan, Said Halim Paşa’da İslâmlaşmak Düşüncesi, TYB Akademi Dergisi, sayı:3 Eylül 2011, s.82
9-Said Said Halim Paşa (hazırlayan: M.Ertuğrul Düzdağ), Buhranlarımız ve Son Eserleri, İstanbul 1991, İz Yayıncılık.
10-Ali Birinci-Yusuf Turan Günaydın, Dergâh Edebiyat, Sanat, Kültür dergisi. Sayı:327, İstanbul, Mayıs 2917, s.24-26
11-Adem Efe, TDV İslâm Ansiklopedisi, Sebilürreşad Maddesi, cild:36, s.251-253
Scroll to Top